Son zamanlardaki buğday ithalatımıza dair konuşulanları, meselenin muhataplarına soralım istedik ve yüksek cirosu, üretime ve istihdama katkısıyla Samsun’umuzun yüz akı kuruluşlarından Ulusoy Un İşletmesini ziyaret ettik. Oldukça samimi bir çalışma ortamındaki laboratuvarı, depoları ve son teknoloji üretim ünitelerini gezip görme fırsatı bulduğumuz işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy’a sizlerin de merak ettiğini düşündüğümüz konularda sorularımızı yönelttik, işte o cevaplar...
SORU: Bizlere kuruluş hikâyenizden bahseder misiniz?
ULUSOY UN: Bir zahire dükkânından un fabrikasına doğru giden hikâyenin temelleri 1970-80 yılları arasında babam Fahrettin Ulusoy tarafından atılmıştır. Un fabrikası sayısının çok az olması nedeniyle ihtiyaç duyulan un diğer bölge üreticilerinden satın alınıp Karadeniz Bölgesi’nde toptancılara satılmaya başlanmıştır. 1980- 86 yılları arasında artan ticaret hacmi ile Ulusoy Gıda Karadeniz sahil kesiminde en etkili gıda ve ihtiyaç maddeleri dağıtım ve pazarlama şirketi haline geldi. Fahrettin Bey’in un fabrikası kurma hayali sonucunda Ulusoy Un Fabrikası 8 Ocak 1991’de 180 ton/gün buğday işleme kapasiteli ile Samsun’da üretime başladı. Bugün şirketimizin Samsun’da 500 ton/gün ve Çorlu’da 400 ton/gün olmak üzere toplam 900 ton/gün buğday işleme kapasiteli iki fabrikası bulunmaktadır. Ayrıca Samsun Gıda Organize Sanayi Bölgesinde şuan inşası devam eden ve 600 ton/gün kapasite ile 2018’in ikinci yarsında üretime başlayacak olan yeni fabrika yatırımımız bulunmaktadır.
SORU: Öncelikle şunu soralım, dünya un ticaretinde Türkiye’nin yeri nedir?
ULUSOY UN: Türkiye, gerçekleştirdiği 3,5 milyon ton ihracat ile dünya un ticaretinin zirvesinde yer almaktadır. Bu alanda 5 yıldır şampiyonluğu elinde bulunduran Türkiye un sanayicileri, hem ülke kaynaklarının kullanılıp ihracat ile dövize çevrilmesi bakımından, hem de gerçekleştirdiği üretim ve sağladığı istihdam ile en büyük ve en eski tarımsal sanayi sektörlerinden biri olan değirmencilik sektörünü temsil etmektedir.
SORU: Baktığımızda Türkiye 3-4 milyon ton buğday ithal ediyor. Bu konuda eleştirel yaklaşımlar var ancak gerçeğin daha farklı olduğunu sizlerin açıklamalarınızdan biliyoruz, okurlarımızın da anlaması açısından anlatır mısınız?
ULUSOY UN: Evet, bu ithalatı gerçekleştirenler biziz. 2000’li yılların başında sektör olarak un ihracatında oldukça başarılı bir çizgi yakaladık. 2002 yılında 253 bin ton olan yıllık un ihracatımız 2017 yılı itibariyle 3,5 milyon tona yükseldi. Yani 15 yılda neredeyse 15 kat arttı. Türkiye’deki buğday üretiminin ise sanayicilerimizin yakaladığı bu ihracat artış hızına ayak uydurması pek mümkün değil.
İhracata 3,5 milyon ton un üretebilmek için 5 milyon ton hammadde yani buğday gerekmektedir. Türkiye’nin 2016 yılı buğday üretim miktarı 21 milyon ton, tüketimi ise 19 milyon tondur. 2016 yılında 3,7 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirdik. Yani kaba hesapla üretimden kalan 2 milyon tonun 1,3 milyonunu sanayicilerimiz un üretiminde kullanmış, müşterilerimizin talepleri doğrultusunda da üretim için gereken miktarı ithalat ile kapatmıştır.
SORU: Mevcut durumu ve işletmelerimizin un üretim potansiyelini düşündüğümüzde ithalattaki bu oranın bu şekilde süreceğini öngörebilir miyiz?
ULUSOY UN: Bu miktar dengesi yıldan yıla üretim ve tüketim miktarları ile orantılı olarak değişmekle beraber yaklaşık bu seviyelerdedir. Umuyoruz ki, Milli Tarım Projesi dâhilinde teşvik kapsamında bulunan hammaddemizin üretiminde ileriki yıllarda büyük artışlar yaşanır ve biz de neredeyse tüm dünyaya ihracatını gerçekleştirdiğimiz Türk ununu % 100 oranda kendi buğdayımızla üretiriz. Fakat şuan, sofralarımızın vazgeçilmezi olan ekmeğimizin hammaddesi unu üreten, istihdama sağladığı desteği devamlı büyüten, 120’den fazla ülkeye ihracat yapan ve ülke kasasına 1 milyar dolardan fazla girdi sağlayan Türkiye un sanayicileri olarak buğday ithalatının sorumluları biziz.
SORU: Bakanlığımızın, mevcut durumu daha da iyiye götürmek ve dışa bağımlılığı mümkün olan en aza indirmek adına son yıllarda yaptığı yeniliklerden haberdarsınızdır muhakkak, neler düşünüyorsunuz?
ULUSOY UN: Elbette haberdarım, bu ülke için kim taş üstüne taş koyuyor çabalıyorsa takdirle karşılıyoruz. Örneğin Milli Tarım Projesi, çiftçilerimizin neyi, nerede ekerse ne kadar destek alacaklarını önceden bileceği, ürün haritası çıkarılan 941 havzada ürünlerin bilimsel olarak tespit edilen bölgelerde yetiştirilmelerinin sağlanacağı, geniş çaplı ve tarım sektöründe bir devrim olarak adlandırabileceğimiz bir projedir.
Stratejik açıdan önem arz eden 19 ürünü buğday, arpa, ayçiçeği, çavdar, çay, çeltik, aspir, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf, yağlık zeytin, fındık, tritikale ve yem bitkileri üreten çiftçilerimiz havza bazlı desteklerden yararlanabilecek ve bu sayede verimlilik artacaktır. Sektörümüzün hammaddesi olan buğday ve yem bitkileri ise tüm havzalarda destek kapsamında olacaktır.
Türk tarımının geleceği niteliğindeki Milli Tarım Projesini öncelikle bu ülkenin birer vatandaşı ve daha sonra un sanayicileri olarak sonuna kadar destekliyor ve milletimiz için çok hayırlı sonuçları beraberinde getireceğine inanıyoruz.
SORU: Biz de sizlere tüm bu çalışmalarınız ve ülke- bölge- ilimiz ekonomisine katkılarınızdan dolayı tebrik ediyoruz.