Samsun’un Vezirköprü İlçesine bağlı İncesu Mahallesindeyiz.. Burası öteden beri süpürgecilik sanatıyla bilinmekle beraber, tarım ve hayvancılığın da önemli ölçüde yapılmakta olduğu çalışkan bir köyümüz. Muhtar Ali Abimiz, kendisiyle birkaç hafta öncesinden başlayan iletişimimiz sırasında sözleştiğimiz üzere köye girişte bizleri karşılayıp sohbeti gerçekleştireceğimiz ailenin evine yönlendiriyor.
Köyde süpürgecilik daha çok Kasım- Aralık, bazen de Ocak ayını içine alan birkaç aylık dönemde, eldeki süpürge otları tamamen kullanılıp bitene kadar yapılıyor. Yazınsa, tarlalarda diğer ürünlerle birlikte süpürge otu yetiştiriciliği yapılıyor. Toplanıp bir süre kuruması için tarlada ve taşındıktan sonra aynı amaçla evlerde de bekletilen süpürge otlarını (yani hammaddeyi), aileler çoğunca kendileri üreterek süpürge yapımı için gerekli maliyeti düşürmüş ve böylelikle kar oranını yükseltmiş oluyorlar.
Süpürge yapımını, zanaatın inceliklerini ve sıkıntılarını konuşmak üzere evlerine konuk olduğumuz Vergi ailesinin ifade ettiği üzere; sabahtan akşama kadar 3- 4 kişi bir araya gelmek suretiyle günde 50 adet kadar süpürge yapabiliyorlar. Tanesini 8 TL’den sattıklarını düşündüğümüzde, bir de aile kalabalıksa ve işçilik için ekstra masraf da etmezseniz, bahsi geçen 2- 3 ay boyunca hatırı sayılır bir kar elde edebiliyorsunuz. Lakin bu kolay bir para değil hemen belirtelim. Sabahtan akşama kadar ayaklarınızın uyuşması, belinizin tutulması ve uzun vadede daha kim bilir hangi ciddi sağlık sorunlarını risk alma pahasına yapıla bu iş aynı zamanda oldukça zahmetli.
“Sekiz kardeşiz. Bir abim ve iki biraderim dışarı gitti, ben burada babamla kaldım. Süpürgecilik yapıyorum” diyerek bize kendini tanıtan mevcuttaki süpürge ustalarımızdan Selahattin Vergi öncelikle süpürgenin iskeletini oluşturuyor. Sonrasında hemen yanında oturan ve günlüklü çalışan bir diğeri, dolgu aşaması dediğimiz ve orta kısma süpürge otlarının yerleştirildiği ikinci aşamayı gerçekleştiriyor. Son olarak dikim aşaması var ki bunu da ailenin genç üyeleri (Selahattin Ustanın oğlu ve kızı olan) Vahide ve Halil yapıyor. Ailemiz Trabzonsporlu olduğu için dikişlerin birini kırmızı diğerini mavi atıyorlar, anladınız:)
Kolay iş olmadığını başta da söylemiştik. Ancak tarımsal faaliyetin sona erdiği, üretim sezonunun bittiği ve aile üyelerinin artık evlere girdiği Sonbahar ortası itibarıyla başlayan bu zanaat sayesinde, hatırı sayılır bir parayı (tarımsal rutin gelirlerine ilaveten) kazanmış oluyorlar. Pazar sorunu olup olmadığını sorduğumuzda ise Selahattin Bey köyde yapılan bütün süpürgelerin bir alıcıda toplandıktan sonra Adapazarı taraflarına gönderildiğini ve bu aşamada zorluk çekmediklerini ve üretilenin ellerinde kalmadığını ifade ediyor.
“Zanaatı ne kadar sürdürebilirler” kısmına gelince, kendileri de bu sorunun cevabını net verebilmiş değil. Zira 45 yaşındaki süpürge ustamız Selahattin Vergi, Allah sağlık verirse en az bir yirmi yıl daha bu işi yapar diye düşünsek de sonrası belirsizlik. Zira ailenin bazı fertlerinin başka şehirlerde ikamet etmeyi, kendi deyimleriyle düzenli geliri olan sigortalı işlerde çalışmayı tercih ettiklerini ve gençlerin de aşağı yukarı bu düşüncede olduklarını öğreniyoruz. Selahattin Usta; “onlar yapmayınca da meslek bizimle birlikte yok olup gidecek” diyor, maalesef.
“Peki, bu durumda Devletimizden beklentiniz nedir?” dediğimizde ise Selahattin Usta Anadolu insanımızın çoğunluğu gibi oldukça kanaatkâr; Kaymakam Beye makine taleplerini ilettiklerini ve söz aldıklarını, bunun da ötesinde süpürge otunun tarımsal destek kapsamına alınması halinde memnuniyet duyacaklarını ifade ediyor. Zanaatın zamanla belki bir işletme şekline dönüşmesi ve kısmen makineleşmesiyle, burada istihdam edilecek köyün gençlerinin ‘sigortalı iş’ beklentileri de karşılanır diye küçük bir hayal kuruyoruz sonrasında...
“İnşallah” diyerek, Vezirköprü İlçemizin bu güzel İncesu Mahallesi’nden ayrılırken aklımızda; dostlukları, sohbet sırasında neredeyse tek tek dinlediğimiz hikâyeleri, yüreklerinden kopmuş yöresel ikramları, ağızlarından dökülen hayır duaları, misafirperverlikleri ve gülen yüzleri kalıyor. Gelişen teknolojiye rağmen hala evlerimizin bir köşesinde kullanılagelen bu süpürgeleri her elinize aldığınızda, zanaata ömrünü vermiş birilerinin olduğunu artık sizler de biliyor olacaksanız amacımıza ulaştık demektir, ne mutlu bize.