ana sayfa hakkımda şiirlerim yorumlar
1
2
3
4
5
tüm yazılarım
facebook | Hatice OLGUN Twitter | Hatice OLGUN
Ana Sayfa
Menü
Öz Geçmiş
Yazılarım
Çizimlerim
Şiirlerim
Fotoğraf Galerisi
Haber & Söyleşi
Yazarlardan
Yorumlar
Bana Ulaşın
Yazılarım / Bir Laikperest Nasıl Mutlu Edilir? « geri
Bir kere "laikperest" sözcüğü benim teriminolojimin eseri değil, Ya o kadar yaratıcı değilim akıl edemedim, Ya da ilk kullanan olmaya cesaret edebilecek konumda olmayan birinin boşvermesiyle bir başkasının kullanmasını bekledim. Bir başkası (Lale Mansur) kullandı. İyi de etmiş. Yoksa bu insanlardan bahsederken, her seferinde koskoca bir cümle kurarak; "İkiye bölmenin olabilecek en meşru ve en muteber kılıfına bürünmüş, samimi laikliğin arkasına saklanmış, en az samimi dindarları zedeleyen radikal dinciler kadar tehlikeli, şikayetinde-endişesinde-tepkisinde abartılı, provakasyona meyyal insanlar" dememiz gerekecekti.. Kısaca ve tek cümleyle "laikperest" demek varken... Ya da koskoca bir cümleyi tuşlamak yerine ve de klavyeden bir tek kelimeyle ayrılmanın konforu varken daha uzun uzun yazacaktık. İyi olmuş bu "laikperest" sözcüğü, yakışmış da...

Hep yapıldığı gibi dindarlıkla kıyaslandığında, 

Mesela "samimi müslüman" sözünden hareketle "samimi laik" denilebilir mi? 

Yunus Emre, Mevlana ve daha bir çok tasavvuf ehli, bugün bile "tümlerlik" etkisine sıklıkla ihtiyaç duyduğumuz "birleştirici dindarlar"dansa, 

Gerçek "laik"in de "birleştiricilik" gibi bir misyonu olamaz mı? 

Din adına terör, dini ideolojiye alet etme nasıl şiddetle kınanıyorsa, 

Laikperestlerin de provake edici, hatta bölücü yanı daha fazla ayıplanamaz mı? 

Laiklik de en az "din" kadar birleştirici bir etkiyle zor zamanlardaki "hayat öpücüğü" sayılamaz mı? 

Yoksa son zamanlarda laikperestler yüzünden "bir şeylerin altında buzağı aramak"la eşdeğer olmaya mı başladı? 

***** 

"Altta buzağı" aramaya alışkınız. 

Dün Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın kızı evlenmiş. 

Düğünden sonra bir kısım basında yer alan haberlere göz atarsanız neredeyse bütün başlıklarda, 

"Unakıtan'ın kızı başı açık evlendi" şeklinde bir ifade var. 

Yalnızca bir başlık "Unakıtan'ın mutlu günü" demiş; daha "insani", daha az "buzağı" arayan bir başlıkla... 

Bana sorarsanız nasıl evlenirse evlenir, ne isterse giyer! 

Düğün boyunca gelinin saçları ve boynu açıkta bırakan bir gelinlik giyişi, 

Gelinin ablasının da, benzer şekilde modern giysilerle düğünde yer aldığı haberler arasında. 

İlginç ifadeler "oje"lere kadar varan daha ince ayrıntılarla devam ediyor, bunları kişilerin özgürlükleri olarak görüp dokunmuyorum bile. 

Haberlerin tümündeki uslup okunduğunda "modern dünyaya hoş geldiniz Unakıtan ailesi" şeklinde ve alkış efektleriyle algılanmıyordu. 

Daha çok "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?" algılamasına açık bir ifade vardı; 

Sanki o lahana turşusu, o perhize zorla oturtulmaya çalışılmamış gibi... 

***** 

Bir diğer konu ise Batı geleneğindeki gibi düğünden sonraki "çiçek fırlatma" hikayesi.. 

Bu da beni çok enterese etmedi, 

Dileyen çiçeğini atar-dileyen saçına takar-dileyen kurutur bir ömür saklar da benim asıl diyeceğim başka bir şey; 

Vallahi bu laikperestler mutlu olamazlar. 

Türbanlı gelinlikle düğün yapsan, devletin üst düzeyi "çağdışı" görüntü verdi derler mi? Derler. 

"Enbe orkestrası" değil de "Amir Ateş ilahi grubu" getirsen, 

Bu sefer de "perhiz"e konu "lahana turşusu" eleştirisinden geçer, ama "gerici" bulunmaktan kurtulamazsın.

Gelin Batı adetlerindeki gibi çiçeği atmayıp da, 

Düğün "haremlik-selamlık" yapılsa (hani perhizle lahana turşusu tam uyum sağlasın diye), 

Laikperestler "şeriat geliyor" diye ortalığı velveleye verir miydi, pektabii... 

Sizin de aklınza o fıkra geldi mi? 

Hani Nasrettin hocanın eşeğe nasıl binerse binsin eleştiri konusu olmaktan kurtulamadığı o fıkra...
Yorum Yazın Tüm Yorumlar
Güvenlik
Galeri
Sayfanın tüm hakları Hatice OLGUN’a aittir. 2015 ©
ana sayfa | hakkımda | fotoğraf galerisi | çizimlerim | şiirler | haber & söyleşi | yazılarım | yazarlardan | Yorumlar | bana ulaşın KA İnternet Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.