|
|
|
|
|
|
Ah 10 yıl önce bu dünyadan göçüp giden gariban Türkiye’lim... Sen neler kaçırdın bilsen bu ülkeden zamansız göçüp gitmekle!
Deniyor ki o zamanlar bu ülkede mermer kesme makinesi bile yokmuş. Şimdi bırak mermeri ve başka ıvırı zıvırı dostum.. Türkiye kendi tankını, yazılımı kendine ait insansız hava aracını ve pek çok stratejik malzemeyi kendi mühendisleri ve imkanlarıyla üretiyor. Şaşırma lütfen, Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri artık, ilk 10’da olma yolunda kararlılıkla ilerliyor.
Ah ne zamansız öldün sahi.. Daha 10 yıl önceydi.. ne çekmiştin Ankara- İstanbul arası uzun otobüs yolculuklarından, bozuk yollardan… Şimdi o mesafe hızlı trenle sadece 3 saat be dostum, bırak o yolu artık iki kıta (Avrupa- Asya) arası 4 dakika’cık... Bunları da geç, artık uçakla seyahat etmek “kodaman” işi değil dostum. Vallahi diyorum.
Biliyorum gözün arkada kaldı. Biricik yavrun ne şartlarda üniversite okuyacak diye düşünür dururdun; “Geride 2 çocuk daha var, bunların harçlarını nasıl öderim, ya burs çıkmazsa, çıksa da devede kulak..” derdin.. Rahat ol, harç diye bi şey yok artık. Çocuklarımız üniversiteye 5 kuruş “harç” ödemiyor. “Burslar” diyordun, burs başvurusu yapıp alamayan öğrenci de yok dostum.. ve ”devede kulak” diyordun ya 6 kat arttırıldı senden sonra (ki) bu çoğu gariban öğrenci için nasıl da önemli tahmin edersin.
Ah dostum.. Gerçi, gençlerin çoğu; bu incelikleri, bu “geçmiş zaman öğrencilerinin hayali” olan gelişmeleri, bu başarılı eğitim politikalarını küfürle- hakaretle- kulaktan dolma ucuz siyasi argümanlarla hiç etti ! Gençler artık ne kadar küfür hakaret ederlerse, o kadar siyaset yaptıklarını sanıyorlar.. ne kadar müfteri olurlarsa, desteklemedikleri bir harekete o kadar engel olacaklarını da..
Seyrediyoruz, umudumuzu kesmedik somut, elle tutulur, mesnetli nedenlerle karşımıza çıkacakları- birbirimizi anlayacağımız- anlaşacağımız günü bekliyoruz.
Bu kadar mı.. Yok tabi. Hani bi IMF vardı, çocukken babalarımız “Haberler” izlerdi de siyah beyaz tv’de iki lafın biri IMF olurdu ve biz “IMF ne baba” sorusunu yapıştırırdık her seferinde. Sıkı dur, IMF yok şimdiki haber programlarında, yeminle düştü yakamızdan. İnanmazsın Yunan’a musallat oldu ve artık Yuınanlı bekliyor aylardır ödenmeyen maaşını alabilmek için yeni stand-by anlaşmalarını dört gözle.
Ve yine inanması zor ama biz gereğinde IMF’ye borç vermeyi taahhüt eden bir ülkeyiz artık. Zira o tam takır hazine, o geçmiştekilerin soyup soğana çevirdiği hazine.. O beş kuruşsuz olduğu gibi, bir de eksi’de, yani o borçlu hazine.. Bugün Cumhuriyet tarihinde hiç görmediği kadar miktarda para ve altın rezervine sahip dostum.
Bunu bile göre, başka yollarla düşüremedikleri iktidara bi “hırsız”dır tutturmuşlar o da ayrı mesele..Ucuz, takdir etmeyen, görmemeyi seçen ve hatta müfteri anlayışlarından sıkıldık mı “evet” dostum.. “Ne varsa bölüşelim, buyurun sizi kendi (yürüyen merdiveni tersten kullanan) beceriksizleriniz yönetsin” demek istiyor muyuz.. Evet, kesinlikle çok defa “evet” !!! Ama nereye gidilir, ülke tek, vatan tek dostum.
Hatırladın mı hastanelerde uzuuun kuyruklarda sıra almayı beklerdin, beklerdik. Üstelik her tetkik- tahlil de öyle kolay kolay yaptıramazdık. O binalarda içimiz daralırdı, daha da hasta olur öyle çıkardık. Şimdi hastaneler öyle değil dostum. Ah görmelisin, randevunu alıyor, bekletilmiyorsun. Cüzi miktar katılım paylarıyla özel hastanelerin dakik- güleryüzlü konforundan yararlanıyorsun. Hangi tetkik ve tedavi yöntemi lazımsa (tüp bebek- obezite dahil) devlet destekliyor.
Yaşlısını- engelli vatandaşını görüyor artık devlet. İşsizine sosyal güvence veriyor. Hatta sana bişey söyleyim mi; bir muhalefet etme biçimi olarak bağda bahçede çalıştıracak gündelik işçi bulamayanların “fakir fukara mı kaldı ki, yattığı yerden maaş alan adam niye çalışsın” eleştirilerini de bizzat duymuşluğum bile var Allah şahidim olsun.
Dur seni biraz güldüreyim şimdi.. “fakir fukara mı kaldı ki çalıştırmaya adam bulalım” eleştirisi yapanların Cumhurbaşkanı adayının sloganı ne bil? “Ekmek için Ekmeleddin”.. Güldürdüysem ne mutlu, ben de güldüm, biz de güldük J Halk yemedi tabi, ekmeği demiyorum, adayı..
Yok dilim sürçmedi dostum.. “Cumhurbaşkanı adayı” dedim,” halk” dedim.. Artık o bildiğin yaralı demokrasi yok zira. O dayatılmış hükümetler, cunta dönemleri.. O tepeden inme, sağ partilerin önlenemez iktidarına (onların deyimiyle) adeta bir “sistem sübobu” olarak yerleştirilen ve birer ana muhalelefet partisi kıvamında en hayati konuları “veto” etmekten başka da bir becerisi olmayan o atanmış Reisicumhurlar yok artık..
Türkiye artık Cumhurbaşkanını da kendi seçiyor.. Türkiye, demokrasisinin yaralarını nispeten sarmış bir ülke dostum. Artık azınlıkların (Kürtler, Çerkezler ile Alevi- Ermeni- Süryani- Musevi cemaatleri vb) ve hatta mütedeyyin insanların yıllardır ötelenmiş, ertelenmiş hak- hukuklarının telafisine geçildi.
Kürtler demişken.. Hani çocuklarımızı askere davul zurnayla uğurlar, bayrağa sarılı tabutla karşılardık. Artık, çok şükür uzun zamandır gençlerimizi bu sebepten toprağa vermiyoruz.
Hani, “dağı taşı bombalayarak- bu yöntemlerle bi 100 yılı daha terör bitmez, bitirilemez” derdin. İşte o yöntemler toprağa gömüldü (gencecik evlatlar yerine).. ve tüm iyi dileklerimle.. ve tek bir annenin daha ağlamaması adına.. ve tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu topraklarda terör tamamen tarih olacak Allahın izniyle..
Artık ne (demokrasi ayıplarından beslenen) terör toplumda taban bulacak ve ne de artık Genel Kurmay Başkanının sesi başka herhangi bir Avrupa ülkesindekinden daha fazla/ daha sık çıkacak.. Bunun yerine iç- dış politikada yükselecek sesimiz; Türkiye artık bölgesi hakkında alınmış kararlara boyun eğen ülke olmayacak. Türkiye coğrafyasındaki kanlı mukadderatı değiştirecek güçte henüz olmasa da hakim güçlere “itiraz edebilme cür’eti”ne ve “one minute!” demeye devam edecek.
Evet, yavaş oluyor.. Evet hemen olmuyor dostum ama.. öyle ölümcül bir hastayı bugünden yarına sağaltmak ne mümkün öte yandan? Yavaş da olsa demokrasimiz iyileşiyor, besleniyor, derdini anlatıyor, ayağa kalkıyor dostum.
Ve az önce Cumhurbaşkanı dedim ya.. Bu halk ilk kez kendi Cumhurbaşkanını seçti. Bu yeni bir Türkiye dostum, buraya sığdıramadığım çok icraat ama bir o kadar çok da eksik var hala..
Biz dünya gözüyle görür müyüz, seninle oradan şahit mi oluruz bilemem ama.. Gidiş asla geriye değil, iyiye, daha iyiye, çok iyiye dostum !! |
|