ana sayfa hakkımda şiirlerim yorumlar
1
2
3
4
5
tüm yazılarım
facebook | Hatice OLGUN Twitter | Hatice OLGUN
Ana Sayfa
Menü
Öz Geçmiş
Yazılarım
Çizimlerim
Şiirlerim
Fotoğraf Galerisi
Haber & Söyleşi
Yazarlardan
Yorumlar
Bana Ulaşın
Yazılarım / Erkene Alınan Seçim, Sahaya Atılan Cisim.. « geri
Kaldı ki bu, önceden görüşülmüş, üzerinde anlaşılmış ve sonrasında karşılıklı paslaşılarak şimdi uygulamaya konmuş bir strateji ve birilerince adı konulduğu gibi ‘baskın seçim’ bile olsa, ana muhalefet ve müttefiklerinin; sokakları hareketlendirme, vandalizmden darbelerden medet umma, karanlık ve illegal yapılarla söylemde buluşma, kaosa davetiye çıkarma, sık sık ispatlanamayan ve menşei belli iftiraları ortaya atma, sırf başında Ak Parti var diye ülke ekonomisinin çarklarına çomak sokma, bölge kan gölüyken içeride ayrı ve yeni bir cephe açma… Ve hatta dışarıdaki Türkiye düşmanlarına içeriden göz kırpma- kapı aralama gibi ‘strateji’lerinden çok daha kabul edilir ve yenilir yutulur olduğu açık değil mi?

Tarih 12 Ocak 2017, CHP'li Özgür Özel TBMM’de kürsüde, diyor ki: "Şu anda Genel Başkan adına konuşuyorum. Erken seçim için 'hodri meydan' diyoruz"!

Tarih 24 Ekim 2017, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Şimdi teklif ediyorum. Demokrasiyi koruyalım. 17 ay beklemeyelim, erkene alalım seçimleri. El mi yaman bey mi yaman çıksın ortaya. Kim milletten kaçıyor, kim kaçmıyor çıksın ortaya.”.

Tarih 31 Ekim 2017, yine CHP Genel Başkanı (bu kez sosyal medya aracılığıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a): “Eğer yüreğin yetiyorsa gel, erken seçim yapalım! Can çekişen millet iradesinin demokrasinin namusunu kurtaralım!”.

Tarih 4 Nisan 2018, muhalif ötesi diken.com.tr, ‘X’ bir gazetenin köşe yazarının; “AKP'yle 'cumhur ittifakı'na giden MHP'nin 'erken seçim' istemediği ancak AKP tarafından ikna edilmeye çalışıldığı” satır arası bilgisini “siyaset kulisler”ini özne göstererek paylaşıyor.

Ve tarih 17 Nisan 2018, MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında: "Türkiye'nin sistem tartışmalarıyla boğulmak istendiği bugünkü şartlar altında 3 Kasım 2019'a istikrar ve dengeyle ulaşması zorlaşmaktadır." diyerek erken seçimin aciliyetini gündeme getiriyor.

Tarih 19 Nisan 2018, Bahçeli’nin çağrısı üzerine kendisi ile Beştepe’de görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bahçeli ile istişareler neticesinde seçimlerin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasına karar verdik." diyerek noktayı koyuyor.

***

Beştepe’deki o yarım saatte Bahçeli ile Erdoğan arasında görüşülen her ne ise ve ne kadar önemli ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan o görüşme sonrası erken seçim önerisini kabul ettiği gibi,

Fikrin sahibi Sn. Bahçeli’nin tarih olarak önerdiği 26 Ağustos’u bile (demek) geç buluyor ki daha erken bir tarih olan 24 Haziran’ı adres göstererek ‘erken seçim’ tamlamasının hakkını veriyor.

Her ne kadar bugüne dek farklı zaman ve mekânlarda erken seçimi kendileri talep etmiş olsalar da bu gelişmeler üzerine ‘baskın seçim’ terimini dolaşıma sokan muhalefet kanadının hazırlıksız yakalandığı anlaşılıyor.

Her şeye rağmen ‘hodri meydan’ diyerek kuyruğu dik tutma çabasına giren CHP’nin, tabanı cesaretlendirici ‘her şekilde kapışmaya hazırız’ söylemi bir yana, daha önünde sıkıntılı bir aday belirleme aşaması olduğu aşikâr.

Kendi içinde kazan kaldıran isimlerin beklentilerine ve hedef ittifakın bileşenlerinin doku farklarına rağmen, eldeki tek ortak payda olan Erdoğan düşmanlığı kumaşından nasıl bir elbise çıkarılacağı da (hele ki ‘ekmek için Ekmeleddin’ fiyaskosundan sonra) merak konusu.

Aynı cephede yer alan ve içi doldurulmuş anketlerle Erdoğan karşısında a balon misali şişirilen İyi Parti ise malum yerlerden aldığı sufle gereği “hazırız” mesajları filan verirken, HDP ve Saadet Partisi’nin durumdan hoşnut olmadıkları;

Ve bu bileşenlerin tümünün ortak mı yoksa ayrı ayrı mı hareket edecekleri dahi belirsizken, henüz bir strateji/ aday belirleyememiş olmalarının haklı huzursuzluğunu gizlemeleri de zor görünüyor.

 

***

Öte yandan, söz konusu kararın kamuoyuna açıklanmadan önce Ak Parti- MHP arasında önceden istişare edilip edilmediği çok soruldu, konuşuldu.

Şahsen ben (MHP ve hükümet kanadından buna dair ne denirse densin), muhakkak ki bir ön görüşme ile muhatabın haberdar edilerek temayül yoklaması sonrası Bahçeli kanadından bu açıklamanın gelmiş olabileceği kanısındayım.

Kaldı ki bu, çok uzak olmayan bir süre önce görüşülmüş, üzerinde anlaşılmış ve sonrasında karşılıklı paslaşılarak şimdi uygulamaya konmuş bile olsa -yani bu bir strateji bile olsa-

Karşı tarafın yine de etikten, doğruluktan, oldubittiye getirilmekten, kafa kafaya verip iş çevirmekten (vesaire) bahsetmeye hakkı olmadığını düşünüyorum, hem de çok güçlü biçimde.

Zira böyle bile olsa, yani birilerince adı konulduğu gibi 24 Haziran ‘baskın seçim’ bile olsa, ana muhalefet ve müttefiklerinin; sokakları hareketlendirme, vandalizmden- darbelerden medet umma, karanlık ve illegal yapılarla sık sık söylemde birlik olma…

Ülkede kaosa davetiye çıkarma, ispatlanamayan ve menşei aslında çok belli olan iftiralar atma, sırf başında Ak Parti var diye ülke ekonominin çarklarına çomak sokma, bölge kan gölüyken içerde ayrı ve yeni bir cephe açma…

Ve hatta dışardaki Türkiye düşmanlarına içerden göz kırpma- kapı aralama gibi (şu an benim için de yazması dahi sıkıntılı) ‘strateji’lerinden çok daha kabul edilir ve yenilir yutulur olduğu açık değil mi?

***

Sokak olayları, vandalizm, illegal yapılar, kaoslar, çomaklar, takozlar, medet ummalar filan demişken çok kısa bahsetmeden geçemeyeceğim.

Dün akşamki olaylarda yaralanarak başına 7 dikiş atılan ve sonrasında hastaneye kaldırılan Şenol Güneş bu sabah taburcu edilmiş, öncelikle ona ve Beşiktaş Camiasına geçmiş olsun dileklerimizi yineleyelim.

Ancak gerek Fenerbahçe’nin Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım ve gerekse de diğer pek çok futbol yorumcusunun iddia ettiği gibi, tüm fiziksel ve psikolojik üstünlük Fenerbahçe’den yana iken dün akşam yaşananların sıradan bir taşkınlık olayıyla alakası yok gibi.

Kaldı ki taşkınlıktan bile bahsediyorsak (yine Yıldırım’a göre); “Daha önce Fenerbahçeli bazı isimlere sahada kapı kolu, kaldırım taşı, bıçak vb atılıp, kafasına taş isabet ettiğinde ve tehlikeli cisim fırlatıldığında maç neden tatil edilmedi?” sorusu Yıldırım’ın ‘kumpas' söylemini güçlendiriyor.

Açıkçası, FETÖ’nün yargı ayağının Fenerbahçe’ye yaşattıkları, takımın Başkanının bu yapıya en güçlü tepkiyi vermiş olması ve tabi önümüzdeki Başkanlık seçiminde karşısında olacak rakibin Gezi eylemlerinde isyancılara verdiği destek de düşünülünce..

Dün akşamki derbide yaşananlar, öncesinde ana muhalefetin ‘bu yazın sıcak geçeceğine dair’ abuk söylemleri, şimdiden (klasik!) seçim güvenliği üzerinden oyları tartışmalı kılma ve sandığa dair sergilediği çabasızlık gerçekten de toplumsal kaosa yönelik bir fitilin bir kez daha ateşlenmeye çalışıldığını akla getiriyor.

Bu yolla bir yere varılmayacağını 5 yıl önce gördük, maddi manevi ağır bedeller ödeyerek hem de.. Dolayısıyla derim ki, madem o kadar istediğiniz erken seçim de kapıda buyurun ‘hodri meydan’ işte..




Hatice OLGUN

Yorum Yazın Tüm Yorumlar
Güvenlik
Galeri
Sayfanın tüm hakları Hatice OLGUN’a aittir. 2015 ©
ana sayfa | hakkımda | fotoğraf galerisi | çizimlerim | şiirler | haber & söyleşi | yazılarım | yazarlardan | Yorumlar | bana ulaşın KA İnternet Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.