Efendim, ilk hafta dedik ilk ay dedik, hele bir kırkı çıksın dedik, alışsın dedik.. Biz de hemen gelir gelmez ikinci bir Marmaray’ı inşa etsin diye beklemedik.
Malum, gerek ideolojik körlükle görmeyen veya gerekse de bile bile oy veren muhalif seçmenin aksine çok önce söylemiştik bu malzemeden bir cacık olmaz diye ama tabi sakalımız yok ki.
Rahmetli dedem köy yerinde işçi çalıştıracağı vakit yemek yemesine bakar, ‘iyi yiyen iyi çalışır’ hesabıyla alırmış ameleyi (en azından bize öyle anlatırdı, yöntemin başarısını bilemem).
Sene olmuş 2019 anne karnındaki bebeğe kalp ameliyatı bile yapılıyor ama insanın hasını uzaktan algılayacak makine hala yok farkında mısınız?
En fazla “ayinesi iştir kişinin” düsturundan hareketle şahsın önceki işlerine bakarız biz de, baktık Beylikdüzü’ne; 50 vaatten 2’si tam, 3.’sü kısmen tutulmuştu! Cık, beğenmedik.
Beyefendide tevazunun zerresi yok, cüretkâr pervasız. 2/ 50 başarıyı kâfi bulan alıcısı da memnun ve sırtını sıvazlamış ki o ne özgüvendi abi.
Adam çıkıyor programlara, bu ülkeye en büyük hizmetleri yapmış Binali Başkanla aşık atıyor iyi mi (soruları önceden otel odalarında gizli gizli ç-almış olmasının verdiği cesareti de unutmayalım tabisi)..
Bir havalar, bir egolar, bir şişmeler, kaç satırlık özgeçmişi varsa bir atıp tutmalar..
Kitlesinde ya kitlesinde? Karadenizli müteahhiti bir göklere çıkarmalar (üç seçim önce de ‘çare Sarıgül’ diyerek kuaförde kabartılmış kafalarına sarı gül takan kokona ablalar ekserisi)..
Yahu dedim bir ara, gözünüzü seveyim biz neyi göremedik acaba. Bunlar neyi gördü de biz göremedik.
Üç günde sol’un Erdoğan’ı dendi (kesip attığı tırnağı olsan), yetmedi ikinci Atatürk ilan edildi (Atatürk’e hakaretten hapis yatasıcalar).
Coştukça coştular, çıldırdıkça çıldırdılar (bir ara sandım heykelini yapacaklar). Öyle ki bu sahte elektrik akımına bizim cenahtan bile katılan oldu vallahi billahi şaşkınlıkla izledim.
Şahıs da coştu tabi, vaatler havada uçtukça uçtu. Bedava süt, ekmek, su, servis, iş güç, ulaşım otobüs vapur, yurt, burs cebine harçlık (aklınıza ne gelirse, hatta belki sürpriz yapıp hanımlara bedava fön bilem) sağlayacaktı ;)
Ah bee Ekrem’zedeler.. Yüz gün olmuş, bırakın bedava suyu, şu’yu, bu’yu..! Gelir gelmez (çook yorgun olmasına rağmen;) koydu mu yukarıdakilerin hepsine ortalama yüzde elli zammı.!
Üste de tabi o yorgunlukla tatile gitti (bitmeyen tatil yapmışlarsa onun suçu mu, üstelik yakışıyor napsın).. Hem de sele teslim esnafı kaderine terk ederek, çizmelerle basına birkaç poz verdikten sonra hemen ertesi günü.
(Allah Devlete zeval vermesin. Yine beğenirsiniz beğenmezsiniz Cumhurbaşkanı çıktı da faizsiz kredi müjdesiyle yüreklere su serpti, Valilik yaraları sardı.)
Sel Allah’tan. Kimsenin inkar edemeyeceği 25 yıllık belirgin hizmet farkına rağmen İstanbul’da altyapı halen kusursuz da değil ve sen bunun üstüne eğileceğine (hani mazbata isterken kaybedecek tek saniye yoktu ya),
Mazgalların temizliği ihalesini kendi ellerinle iptal eyleyip Bodrum koylarından yarım donla suçu öncekilere yıkıyorsun. Yandaş medyan bunu (bile) savunuyor, oradan beslenen kitlen de hala sana toz kondurmuyor.
(Hep derim; Allah insana, Türkiye’de doksan yılda yapılmamışları on beş yılda yapıp yine de yaranamayanlarınkinden değil, tatil yapa yapa yata yata kabul görenlerin şansından versin.)
Yüz günlük icraat diyorduk... Namus sözü vermelerine karşın yüzlerce işten çıkarmaları unutmayalım değil mi. O kadar çıkış için teek tek imza atmak da az yorucu değil malum.
O ‘yorgunluk’la Başkan sezon bitmeden bir tatile daha gider mi ki derken bu kez de İstanbul depremi gördü. Olsun o da tatile gidemedi ise konsere gitti.
Ülkenin Cumhurbaşkanı ile sınırdaki Mehmetçiğe moral için gidenlere “yalakadan sanatçı olmaz” diyen Kılıçdaroğlu’nun kulakları çınladı mı bilemem ama her kesimin severek dinlediği Tarkan sahnede CHP’li Başkanlara mega yıkama yağlama yaptı.
O konsere koşarak giden İmamoğlu 5.8’lik deprem dolayısıyla toplanan Devlet erkanına icabet etmeyerek artık bir nevi dublöre dönüşen yardımcısını gönderdi.
Bu da yetmez gibi kampanya sürecinden de bildiğimiz ilginç kelime oyunlarıyla davet edilmediği yalanıyla böyle bir zamanda bile farklı bir algı için çalıştı.
Alın size özetle ilk yüz gün. Yüz yıl geçse farklı bi şey bekleyen varsa beri gelsin.
Hatice OLGUN
haticeolgun2@gmail.com