ana sayfa hakkımda şiirlerim yorumlar
1
2
3
4
5
tüm yazılarım
facebook | Hatice OLGUN Twitter | Hatice OLGUN
Ana Sayfa
Menü
Öz Geçmiş
Yazılarım
Çizimlerim
Şiirlerim
Fotoğraf Galerisi
Haber & Söyleşi
Yazarlardan
Yorumlar
Bana Ulaşın
Yazılarım / Erkeksiz Gidilir Alış Verişe « geri
Bazen zevkli, bazen de zor iş şu “alışveriş”. Bilirsiniz insan zamanla bıkıyor aynı “markete git”, aynı “reyonlarda dur”, hep “aldığın şeyleri bir daha o sepete at”;

Aynı kasiyere “kredi kartını uzat”, ha, bir de “tutar”ı görünce aynı “avanak suratla aldıklarına çaktırmadan göz at” kısmından.

Şöyle kendiliğinden doluverse buzdolabı, ayaklarıyla çıkıverse buzluğa etler, “mütevazı”ca en alttaki sebzeliğe buyursa domatesler ve onları ezmeden daha üst raflara tırmansa "pür dikkat" zeytinler, peynirler, reçeller…

“Alışveriş kaçkınları” kaça ayrılır sizce? Aslında liste öyle uzun ki bir kısmı başka bir yazıya kalacak muhtemelen, ama sanıyorum ilk grup anlaşıldı; yoğun koşturmacalar arasında “alışveriş” rutininden bıkanlar yani...

Bu grup daha çok, alışverişin yorgunluğundan şikayetçidirler, yerleştirilmesinden, taşınmasından, belki ödenmesinden…  Markette “yalnız” da dolaşsa, “eşli” de olsa tanırsınız onları.

Bir kere öyle her gördükleri ambalaja, kutuya, şişeye hemencecik aşık olup “bak bak yeni gelmiş galiba, ne güzel bee” bakışı atmazlar.

Ya da vaktiyle kendilerine "teyp" getiren "Alamancı"ya dönüp, sesini taklit eden garip makine gıyabında, “Allah Allah, yahu gavur neler yapıyor” misali “memnun”, “şaşkın” azıcık da “altta kalmış” bakmazlar.

Onlar en az “güdümlü füze” gibi “doğrudan” ve elli kuruşun üstündeki "donuk kız” kadar “tepkisizce”  “tuvalet kağıdı”na yanaşır, “tuvalet kağıdı işte” rutiniyle sepete atarlar.

Alışveriş sevmeyen ikinci grup en çok “koca”lar olsa gerek. Bu grup daha çok “üst-baş” tabir edilen kılık kıyafet alışverişlerinde görülür.

Genellikle tenzilat, kampanya, belki de sezon sonlarıdır, belki kocaman bir “bitiriyoruz, ne alırsan …YTLl” diyerek devam eden tabelanın çektiği sürüyle insan vardır ya da bayram-seyran-düğün gibi “alışverişe el mahkum” sayılı zamanlardır.

Bunlardan hangisi olursa olsun bir kere hepsinde ortak nokta "mağaza" kalabalıktır, dardır, neredeyse nefes almak bile zordur.

Giyinme odaları, aynalar, ödeme noktaları çoktan kapılmıştır. Buralarda cüzdanınız zorlandığı kadar, sabrınız da sınanacaktır kısacası.

Kadın güç bela seçer-giyinir, kalabalıktan iyice bunalmış adama döner; “Nasıl olmuş hayatım, şuraları biraz şey mi durmuş? Ne dersin, kısa olanını mı alsam acaba?” .

Adam bu hengameden çıkınca bir de “ilgisizlik” sebepli tartışılmasın diye gülümsemeye çalışarak, “Çok yakışmış hayatım” der, nasıl demesin?

Laf aramızda şu bir önceki gruba, hem de o grubu oluşturan hemcinslerime kızmıyorum değil. Kim bilir hangi “müzmin bekar” evlilik danışmanının önerisiyle hareket edip de birlikte yapılan aktivitelerle aradaki “iletişim”i artıracağız derken, daha ilkinde, yani daha ilk “aktivite”de iletişim “tık” kopuyor gidiyor.

Oysa sen git, kendi başına seç-beğen-al! Pilili mi, düz mü, fırfırlı mı? "Kısa kollu, önden düğmeli, boğazlı mı?" olsun derken iki dakikada on kıyafet giymekten saç-baş darmadağın, terli-sinirli- öfkeliyken ve üstelik alınan bir iki kilonun karşılığı olarak fermuarın yarısı da "inadına" iliklenmemişken,

"Ne işi var bu adamın senin yanında söylesene, zavallı iletişim kurbanı hanımefendi?" diyesi geliyor insanın.

Doğuma eşiyle girme derdindeki hamileler gibi, en bitkin, en zavallı halleri sergilemekte bu ne ısrar anlayamam.

Bitir doğumu, bitir alış verişi ya da angarya herhangi bir işini; düzelt, tara, fırçala, ilikle, gülümse sonra görün kime görüneceksen.

Ne o senden soğusun,

Ne sen onun sabrını tüket,

O sabır sana daha çok lazım olacakken...
Yorum Yazın Tüm Yorumlar
Güvenlik
Galeri
Sayfanın tüm hakları Hatice OLGUN’a aittir. 2015 ©
ana sayfa | hakkımda | fotoğraf galerisi | çizimlerim | şiirler | haber & söyleşi | yazılarım | yazarlardan | Yorumlar | bana ulaşın KA İnternet Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.