|
|
|
|
|
|
Efendim filme gittim.
Gerek dönüp duran fragmanları, müziği ve klibi yoluyla,
Ve gerekse internet sayfalarındaki filme yönelik çok sayıda (çoğu olumlu) eleştiri sayesinde birkaç gün öncesinden bir aşinalığım olup,
Aslında ne ile karşılaşacağımı üç aşağı beş yukarı iyi biliyordum.
En azından konusu kulağa hoş geliyordu.
En azından iki saat ve sekiz ytl karşılığında meşhur "Nothing Hill' benzeri bir tat garanti ediliyordu,
Ve yine aynı iki saat ve sekiz ytl karşılığında aşk hakkında inanmayı bıraktığınız ne varsa,
Yeniden inanabilmek pek mümkün görünüyordu.
"Hımm, karlı alışveriş" dedim kendi kendime,
Çünkü tam da son günlerde aşk -iyi anlaşılmadığını- iddia ediyor, geri dönmemecesine bizden gidiyordu.
Ve çünkü film bize tam da -aşkı anlamayı-
Garanti ediyordu.
Aşkı anlamak...
Yani Alper'e rağmen mi?
"Alper kim?"diyenleriniz varsa, Alper filmin baş rol oyuncusu ve de aslında "Issız Adam"ın ta kendisi&
Astrologlar çok bilmişliğimi mazur görsünler; hani şu natal Satürn birinci evde durumunun Satürn'e has şeytani- üçgen yüz yarattığı,
Ve yine aynı Satürn'ün içsel anlamda da alabildiğine daraltıp- bunalttığı,
Ve belki bütün bu "ıssız"lığın suçunu Satürn'e atıp da, "adam"ın kendini bir nebze rahatlattığı filmin efendisi…
Günübirlik ilişkiler yaşayıp sonrasında yalnız uyumaya alışanlardan...
Her gün bir bardak taze süt içebilmek için, evde inek beselemeyi gereksiz bulanlardan…
Ve bir telefonla dilediği kadına ulaşanlardan…
Buraya kadar sorun var mı? Yok.
Ne olsa Alper hizmet alıp para veriyor, ayrıca "bize ne" Alper nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşıyor.
Ta ki bir gün şaşırıncaya kadar,
Ta ki bir gün gerçek bir kadınla- hizmet alıp para ödediklerini
Karıştırıncaya kadar..
***
Yalan yok,
Aslında çok çabalıyor Alper.
Mesela ilk defa bir kadınla uyuyor- bir kadınla aynı kahveyi yudumluyor- bir kadına yemek yapıyor- bir kadının yüzüne bakıyor.
İlk defa bir kadına bir tomar para değil- bir hediye takdim ediyor.
İlk defa bir kadından sonra çarşaflarını buruşturup atmıyor.
İlk defa bir kadını çalıştığı yere götürüyor.
İlk defa bir kadını annesiyle tanıştırıyor.
İlk defa bir kadından özür diliyor.
İlk defa bir kadınla uyanıyor..
Ve ilk defa buna bin pişman olmuyor&
Ara sıra bunalmasına- ara sıra uyanıp yanındakinden kaçmasına- ara sıra durumun abartılmamasını karşısındakine vurgulamasına rağmen,
Epeyce yol alıyor Alper,
Ama yetmiyor.
Bin metrelik yarışın dokuz yüz küsur metresinde bırakıyor yarışı,
Bir daha da hiç koşamıyor.
***
Gelelim yorumlara;
İzleyiciler en çok Alper ve onun gibilerine tepkili,
Ki bu tepkili yorumlar arasında pek çok erkek izleyicinin de bulunması biz kadınlara "oh be" dedirtiyor…
Bir kısım yorumlarsa filmin izleyeni duygulandırdığı yönünde yapılmış.
Ben bilmem.
Objektif olsun diye iki koltuk ötemdeki genç hanım gözüyle takip ettim olayı ve adını Hale koydum kadının…
Öyle ya attan düşüp kolunu kıranı anlamak için- attan düşüp aynı kolu kırmak lazımmış.
Yani diyelim ki Hale de daha önce Alper gibi biriyle karşılaşmış,
Ve diyelim ki Alper gibi biri Hale'nin canını çok yakmış...
Film bitti Hale'ye baktım, "yok canım" ağlamıyor.
Hatta sanki şöyle diyor; "İyi ki bırakmışım beee, o adamdan bana hiç bişey olmazmış".
Yani demek ki her gözden başka görünebiliyor film,
Demek ki iddia edilen bu "duygulanma" işi de, "filmin ardından eski sevgiliyi arama" fikri de tamamen,
Filmi izledikten sonra,
Eski sevgilide biraz Alper bulup bulmadığınıza göre,
Değişiyor.
***
Kısacası,
Film umduğum gibi olmadı,
Ve anlayamadım tam olarak neyi eksik buldum?
Ekibe- yönetmene- emeğe- tümüyle projeye saygı duymakla birlikte kocaman beklentilerle gidip,
Küçük hayal kırıklıklarına gark oldum.
Neredeyse filmin sonuna kadar övüldüğü derecede büyük bir duygu arayıp,
"Yahu nerede bu filmin -yorumlardaki tepkilerin aynını- bana da yaşatacak kısmı?" diyerek durmadan kendime sordum.
Yalnızca son karelerde hafiften yükselen hisleri,
Ayla Dikmen'in mükemmel sesi devreye girmese pek de veremeyecek oluşlarına kafa yordum.
Yani ben filme aşktan soğumuş girip- terli terli çıkmayı düşünürken,
Issız Adam sayesinde hoyrat aşktan,
Daha da soğudum. |
|