ana sayfa hakkımda şiirlerim yorumlar
1
2
3
4
5
tüm yazılarım
facebook | Hatice OLGUN Twitter | Hatice OLGUN
Ana Sayfa
Menü
Öz Geçmiş
Yazılarım
Çizimlerim
Şiirlerim
Fotoğraf Galerisi
Haber & Söyleşi
Yazarlardan
Yorumlar
Bana Ulaşın
Yazılarım / Dinsel Obje Mi Yoksa Cinsel Obje Mi? « geri
Son günlerde sıklıkla duyar olduk; Dinin “kadın”ın örtünmesi adı altında ve yine “kadın” üzerinden “erkek” egemen siyasete alet edildiği yönündeki iddiaları… Öyle ki; kadınlara ait bu mesele siyasetin erkeklerini celallendirip işi “idam” tehditlerine kadar düşürürken, Bir yandan da Emre Kongar’ın sürekli tekrarlanan “lafınızı bal(türban)la kestim” yaklaşımlarından acayip bunalan Mehmet Barlas’ı,

Günde “on dakika” süren ama “onlarca şınav”a bedel zorlu bir performanstan da kurtarmış oldu.
Fazıl Say’ı sayamayacağı kadar çok kilometre uzaklara niyetlendirip,
Barolar birliğini belki ortadan değil ama ortanın biraz berisinden ikiye böldü.
Yani dinsel kılık kıyafetiyle siyasete alet edildiği düşünülen “kadın”,
Belki “gerçek laiklerin” değil ama,
Lale Mansur’un deyimiyle “laikperestlerin” de rantından iyi yararlandığı bir “dinsel obje” halinde algılanmıştı.

***** 

Peki, yorumu herkesin kendi tasarrufunda olmak üzere “dinsel obje” olarak kullanılması aylardır tartışılıyor diyelim,
Hem de bıktıracak kadar…
Bu günlerde yeni bir tartışmaya sebep olacağı anlaşılan “medya çıplaklığı” konusunun bir kez daha gündeme gelişiyle yeniden akıllara gelen,
Ve her kesimden kadının birincil konusu olması gerektiğini düşündüğüm kadının medyada “cinsel obje” olarak kullanılması konusuna gelelim.
Türkiye 1995 yılında Pekin'de yapılan 4. Dünya Kadın Konferansına katılmış ve konferans sonucunda ortaya çıkan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu'nu hiç çekincesiz kabul etmiştir.


Pekin Eylem Platformunda Türkiye, öncelikli kadın sorunlarına işaret eden on iki kritik alandan birisini de "Kadınlar ve Medya" olarak belirlemiştir.


İşte burada alınan ve bizim de katıldığımız kararlardan bazıları;
Medyanın kadınları aşağı konumda insanlar olarak sunmaktan ve cinsel obje olarak göstererek istismar etmekten kaçınmasını,
Bunun yerine kadınları yaratıcı, kalkınma sürecine katkıda bulunan ve ondan yararlanan önemli insanlar olarak sunmasını teşvik etmek;
Ve medyada sergilenen, cinselliği ön plana çıkaran klişelerin, cinsiyet ayrımcılığı yaptığı, doğası gereği küçültücü olduğu ve hakaret içerdiği görüşünü yerleştirmek…
****
Burada “cinsel obje”, “istismar”, “cinsiyet ayrımcılığı”, “küçültücü” ve “hakaret” gibi sözcüklerin özellikle altını çiziyorum.
Bir ay kadar önce Can Dündar’ın “Neden” programında “medya ve edep” konusu tartışılırken;
“Günah” ya da “ayıp” gibi göreceli sayılabilecek yerel/dinsel kavramlardan öte,
“Etik” gibi daha beynelminel bir kavramdan yola çıkılarak konuyu tartışmanın daha doğru olacağı üzerinde durulmuştu, hatırlıyorum…
Bu noktada dünyaya paralel duruşta hizayı hiç bozmadan, bize ait “ayıp” ya da “günah” kavramından değil,


Elbette ki Pekin’de belirlenmiş uluslar arası kabullerle yola çıkarak,


Bir başka uluslar arası kabul anlamı taşıyan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulunun bir onayından bahsetmek istiyorum.



*****
Ayşe Gülsün Bilgehan CHP li bir kadın milletvekili.


Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi yani kısaca AKPM Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanı,
Ve aynı zamanda "Reklâmlarda Kadının Görüntüsü'' konulu ve oy çokluğu ile kabul gören raporun mimarı…
Bu rapor doğrultusunda hazırlanan kararda ise;
Kadının medyada cinsel sömürü aracı olarak kullanılması yasaklanıyor
Ve kadın imajının reklâmlarda "utandırıcı ve insan haysiyetine aykırı biçimde" kullanılmasına ceza verilmesi öngörülüyor.
Avrupa Konseyine üye ülkelerde de aynı yasak getirilmesinin istendiği raporda Araba reklamlarında çıplak manken kullanılmasına vurgu yapılarak,
"21. yüzyılda kadınlar artık beyinleri ile topluma katılıyorlar" deniliyor.
Bu arada Ayşe Gülsün Bilgehan’ın adını duyup da,
Kadından bahsedilen bütün yazı boyunca bir çok erkekten sonra bir kadının konuştuğunu duyup,
“Oh be, kadınlar için konuşan bir kadın çıktı sonunda!”  dediğinizi duyar gibiyim,
Kim bilir belki başka partili kadın milletvekilleri de benzer konuları gündeme getirmek istemiştir de,
Bunun bir “edep” çabası olarak algılanmasından çekinmişlerdir.
Yorum Yazın Tüm Yorumlar
Güvenlik
Galeri
Sayfanın tüm hakları Hatice OLGUN’a aittir. 2015 ©
ana sayfa | hakkımda | fotoğraf galerisi | çizimlerim | şiirler | haber & söyleşi | yazılarım | yazarlardan | Yorumlar | bana ulaşın KA İnternet Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.